EDİRNE’de ziraat odaları liderleri heyeti, geçen hafta açıklanan buğday fiyatına reaksiyon göstererek, revize edilmesi talebinde bulundu. Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, “Açıklanan bu fiyatlar, maliyetlerimizin, Türkiye gerçeklerinin ve Türkiye’de yaşanan enflasyonun çok altındadır. Fiyatları kabul etmiyoruz ve fiyatların tekrar revize edilerek üretimin sürdürülebilir olması için gerekli adımların atılmasını talep ediyoruz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 7 Haziran’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) buğday alım fiyatını, makarnalık buğdayda ton başına 10 bin, ekmeklik buğdayda ise 9 bin 250 lira olarak açıklarken, destekleme priminin ise 1750 lira olacağı söz edildi. Açıklamanın akabinde bir ortaya gelen Edirne merkez ve 8 ilçesindeki ziraat odaları liderleri, fiyata reaksiyon göstermek hedefiyle basın açıklaması yaptı. Edirne Ziraat Odası’nın konut sahipliğinde gerçekleştirilen açıklamada Uzunköprü, Enez, Meriç, İpsala, Havsa, Keşan ve Lalapaşa ziraat odaları liderleri da hazır bulundu. Liderler ismine açıklamayı okuyan Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, açıklanan alım fiyatının Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin bir evvelki hafta açıkladığı 10,87 TL’lik maliyetin çok altında olduğunu lisana getirerek, şöyle dedi:
“Buğdaya, arpaya verilen bu düşük fiyatla ziyan eden buğday ve arpa üreticisinin üretimden koparılması kaçınılmaz bir son olacaktır. Değerli yetkililerimizin gece gündüz demeden, alın teriyle çalışan buğday ve arpa üreticisinin maliyet artışını hiç göze almadan fiyat açıklaması, üreticinin mevt fermanıdır. Geçen yıla nazaran son 1 yılda mazotta yüzde 105, gübrede ortalama yüzde 30, ilaçta yüzde 52 ve personellik oranlarında yüzde 75 oranında bir artış kelam hususudur. ‘Ekilmedik bir karış ver bırakmayın’ ve ‘Sen kâfi ki üret’ denilerek çıkılan bu yolda, buğday ve arpa üreticisi, bugün mukadderatına terk edilmiştir. Çiftçinin kazanacağı bu parayla 12 ay geçineceği gerçeği hiç dikkate alınmamıştır. Çiftçilere nazaran, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin eser bedellerini 45 günde ödeyecek olması, ‘Buğdayı bana getirmeyin’ manasına geliyor. Hem fiyatın düşük, hem de ödemenin geç olması TMO’nun buğday ‘almama’ siyaseti uygulayacağını gösteriyor. Kara gün dostu olarak bilinen Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday ve arpa üreticisinin yanında durmalıdır.”
‘BU TARIM SİYASETİ ÜRETİCİYE ZİYAN VERİYOR’
Kurumların, üreticiyi desteklemesi gerektiğini kaydeden Otomobilci, “Geçtiğimiz üretim devirlerinde 1 ton buğday ile 375 litre mazot ve 916 kilo gübre alırken bugün açıklanan sayı ile 227 litre mazot ve 646 kilo gübre alınabiliyor. Bizlerin anlamadığı nokta şudur ki TÜİK’e nazaran bugün yıllık enflasyon yüzde 75, girdi fiyatlarındaki artış yüzde 50 fakat bizim buğday alım fiyatındaki artış ise yüzde 12’dir. Hiçbir girdi fiyat artışında denetim sağlanamıyorken, her bölüm istediği üzere kendi fiyatlarını açıklıyorken, üreticiyi desteklemek için kurulan kurumların işi enflasyon ile uğraş değil, üreticiyi desteklemektir. Geçen yıl ekmek 5 TL iken, bugün ekmek 10 TL’dir. Tüketicinin ekmeğine gelen artırım yüzde 100 iken, uygulanan bu tarım siyasetleri ile parayı kim kazanıyor ve kimler kollanıyor? Geçen yıl buğdayı 8 bin 250 TL’den alan TMO, bugün bu buğdayı 10 bin 250 TL’den satarken, çiftçimizden yeni dönem buğdayı 9 bin 250 TL’den almak istiyor. Uygulanan bu tarım siyasetleri çiftçiye büyük ziyan veriyor. Bu ziyanlardan bir an evvel dönülmeli ve çiftçi olarak sabrımız sınanmamalıdır” diye konuştu.
Arabacı, fiyatın kesinlikle revize edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu nedenle açıklanan bu fiyatlar maliyetlerimizin, Türkiye gerçeklerinin ve Türkiye’de yaşanan enflasyonun çok altındadır. Fiyatları kabul etmiyoruz ve fiyatların tekrar revize edilerek üretimin sürdürülebilir olması için gerekli adımların atılmasını talep ediyoruz. Şayet bu fiyat revize edilmezse; şu anda Edirne’de 1 milyon 300 bin dönüm buğday ekilişi önümüzdeki yıl 1 milyon 100 bin dönüme düşer. Önümüzdeki yıl da tarım siyaseti berbat giderse bu ekiliş daha aşağıya düşer. Biliyorsunuz biz buğday ekilişi olarak kendi kendimize büsbütün yetemiyoruz. Bazen 18-20 milyon tonlara çıkıyoruz ve o vakit yetiyoruz lakin biliyorsunuz ki biz ihracat da yaptığımız için un ve makarna, bizim aşağı üst yıllık 29 milyon ton buğday muhtaçlığımız var. Kurak yıllarda ya da düşük olan yıllarda ülke olarak 13 milyon ton buğday çıkarabiliyoruz. O yüzden bizim üretimi azaltmak değil, arttırmaya muhtaçlığımız var. İnşallah bunu da devletimizin uygulayacağı tarım siyasetleriyle bu ekilişleri çoğaltır, verimliliğimizi arttırırız diye umuyorum” dedi.
