İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin İstanbul Planlama Ajansı’nda düzenlediği ve üç gün sürecek “Yurt Dışı Birlikleri İkinci Yüzyıl Vizyon Çalıştay”ında kıymetli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu’nun özellikle parti içi rekabet konusuyla ilgili sözleri sırasında Atatürk’ün 1930 yılında Tokat’ta çekilen fotoğrafı hatırlatması dikkat çekti.
“KENDİMİZE ÇEKİDÜZEN VERMEK ZORUNDAYIZ”
Çalıştayda konuşan İmamaoğlu, “Parti içi rekabet kardeşçe olmalı” diyerek ” Cumhuriyet Halk Partisi’nin bilhassa Türkiye’nin dönüşüm seyahatinde verdiğimiz çabadaki birinci misyon, değişime evvel kendimizden başlamak zorunda olduğumuzu hatırlamamız.” tabirlerini kullandı. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu formda:
“Eksiklerimizi, yanlışlarımızı, yüzleşmek ve kendimize bu manada tabiri caizse çekidüzen vermek zorundayız. Parti içi rekabetin her şartta kardeşçe ve tıpkı vakitte demokratik bir biçimde olmasını sağlamanın kural olduğunu düşünüyorum. Ferdî, ferdî ve bilhassa partimizi bizleri yoran bütün yüklerden kurtulmakla mecbur olduğumuz bir periyodun içerisindeyiz. Rekabet, daha uyguna ulaşmanın yoludur.
Rekabet, parti içindeki rekabet, birbiri ile yan yana koşarken birbirini ayağına çelme takmak değil; daha süratli koşma uğraşıdır. Ayrışmanın değil, bütünleşmenin aracıdır. Çeşitli ülke ve kentlerdeki CHP yurt dışı örgütlerinde dönem dönem parti içi rekabetin yıpratıcı hal alabildiğini görüyoruz. Ülkemizde de yurt dışındaki örgütlerimizde de bunu yaşıyoruz. Ayrıştırıcı bir lisanın hâkim olabildiğini de görüyoruz. Bunları görerek, bunlara önlem alarak yol yürümenin koşul olduğunu da biliyoruz.
Tabii son derece sonlu sayıda örnekler olsa da çok hassas ve çok tarihi bir periyottan geçtiğimizin farkına vararak kimi bildiğimiz, gördüğümüz, periyot dönem yüksek düzeyde kınadığımız bütün hal ve davranışlardan uzak bir ortada konuşabilmeyi, müzakere edebilmeyi, yanlışsız yolu bulabilmeyi, ortak aklın masamızdaki kesin pusula olmasını sağlayabilmeyi başarmak zorundayız.
‘MÜZAKERE KAPILARI SONUNA KADAR AÇIK OLMALI’
Partimize yakışmayan tek bir uygulamaya, tek bir kelamla, hatta partimize yakışmayan tek bir bakışa bile geçim vermemeliyiz. Bizler, insanlara ve birbirimize motamot Atatürk’ün vatandaşa, Tokat’ta çekilen fotoğraftaki baktığı üzere bakabilmeyi, tıpkı hassasiyeti de birbirimize bakarken gösterebilmeyi başarmak zorundayız. Herkese ve birbirimize karşı bağlantı ve müzakere kapılarının sonuna kadar açık olması gerektiğini unutmamalıyız. Bunu yapamayanın örgütlenme içerisinde bu misyonlara talip olma bahtı yoktur. Sabır ve birebir vakitte son derece anlayış gerektiren ve bu anlayış doğrultusunda insanları ikna edeceğini bilen insanların yapması gereken bir misyon hassasiyeti içerir.
Dolayısıyla inşallah bu buluşma ve bu çalıştayın, İstanbul Planlama Ajansı’nın kurulduğu bu yerleşkenin, bu nezaketli ortamın, bu tabiatın en hoş modülü hâline gelmiş bu asil görünüşün, ki bunda da Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası var. Zira buradaki ormanlaşmanın, ağaçlandırmanın mimarı da Florya’da burayı çok seven, burada denize giren, Florya’daki aşağıda deniz kıyısında köşkü olan, art tarafta da büyük bir alana ağaçlandırarak elbette müstakil birkaç bireye hizmet etmesinin değil de toplumcu bir yapıya dönüşmesini dilek ettiğine inandığımız Ata’mızın bu emanetini halka açarak bir planlama ajansı ve İstanbul’umuzun geleceğini tartıştığımız bir kuluçka merkezine, bir bilgi havuzuna dönüştürdüğümüz bu alanda umut ediyorum sizlerin bu ortak paydalarının odaklanıldığı ve sonucunun da çok güçlü bir biçimde rapora dönüştüğü buluşmaya döner.
“CHP’Lİ OLMANIN BENDEKİ EN KIYMETLİ KAVRAMI HER ŞEYDEN EVVEL ÂLÂ İNSAN OLMAKTIR”
1977’den beri birinci kere partimizin birinci olduğu sorununu söylüyoruz fakat bir yanıyla da çok derin düşünmemiz gereken bir sonuçtur bu. Yurtdışı örgütlerimizin çok tesirli model oluşturacak öncü uygulamalar geliştirmesini diliyorum. Hatta bu gelişmelerin, burada çıkan muhakkak sonuçların, kozmik pahalar içeren kapasitelerinin yurtiçi örgütlenmede de işimize yarayacağına inanıyorum.
Tabii teknolojik imkanların dünyayı küçülttüğü ancak yanlış siyasi anlayışlar yüzünden beşerler ortasındaki uzaklıkların büyüdüğü bir periyodu yaşadığımız bu ortamda ben hakikat siyasetin, her şeyden evvel duygusal uzaklıkları azaltan beşerler ortasındaki gönül köprülerini en güçlü formda kuran siyaset olduğuna inanıyorum. Bu müspet anlayışın, bu hümanist bakışın toplumlara verdiği yarar kadar dünyaya verdiği faydayı önemsiyorum. Savaşları azaltan, barışı büyüten ve insanları birbiriyle kucaklaştıran bir süreç. Ben bu yönüyle Cumhuriyet Halk Partisi anlayışını çok önemsiyorum. Cumhuriyet Halk Partili olmanın bendeki en değerli kavramı her şeyden evvel güzel insan olma kavramıdır. Uygun insan olduktan sonra her şeyi başarabiliriz.
İnsanları sevmek, insanlara ihtimam göstermek; doğayı sevmekle eş paha, ömrü, her şeyi sevmekle muadil. Bu bizim bütün hislerimizle, bütün geleneklerimizle, bütün bakış açımızla çok örtüşen bir bakış açısıdır. Bunu lafla değil, uygulamalarımızda başta birbirimize göstererek sonra da sevgi halkasını, çemberini vazife yaptığımız alanlara yayarak büyütmeliyiz.
Adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi, cumhuriyet, laiklik üzere savunduğumuz tüm pahaların özünde aslında herkesi kendimiz üzere görmenin yaktığınız unutmamalıyız. Empati duygusu ve karşındaki insanın yerine kendini koyma, onu hissetme, ona nazaran ona davranabilme duygusu. Bu hissin, bu anlayışın, Anadolu’nun her köşesine, dünyanın dört bir yanına yayıldığında işte o vakit her şeyin çok hoş olacağına yürekten inanıyorum. Bu işin öteki bir yolu yok. Genel liderimizin önderliğinde en güçlü raporun buradan çıkmasını ve yurt dışında da bizi sevindiren sonuçları önümüzdeki genel seçimde daima birlikte alabilmeyi diliyorum.”
